![](/modules/owlapps_apps/img/nopic.jpg)
X. Charles veya Artois Kontu Charles-Philippe (1824'e değin), (d. 9 Ekim 1757, Versay - ö. 6 Kasım 1836, Gorizia, Friuli, o zamanda Avusturya İmparatorluğu) 1824-1830 yılları arasında Fransa kralı. XV. Louis'nin torunu, XVI. Louis ve XVIII. Louis'nin kardeşi. Hükümdarlık dönemi, yeniden iktidara gelen Bourbonların tanrısal hak temeline dayalı monarşi geleneği ile 1830 Devrimi öncesinde oluşan demokratik ortamın bağdaşmazlığını sergilemiştir.
Veliaht Louis ile Saksonyalı Maria Josepha'nın beşinci oğluydu. Artois kontu unvanını taşıdığı gençlik yıllarını zevk ve eğlence içinde geçirdi, birçok skandala karıştı. 1773'te Marie-Thérèse de Savoie ile evlendi, bu evlilikten iki çocuğu oldu. 1782'deki Cebelitarık Kuşatması sırasında Fransız ordusunda görev alışı, askerliğe ciddi bir ilgi gösterdiğinden değil, değişik bir eğlence arayışından kaynaklanıyordu. Zamanla yaşam biçimini değiştirerek siyasetle ilgilenmeye başladı. Fransız Devrimi'ni hazırlayan olaylar dizisi içinde, Tiers état'ya (ruhban ve soylular dışında kalan halk) verilen ödünlere karşı çıktı.
Devrim'den önce birçok rezalete adı karıştığı ve tam bir mutlakiyetçilikten yana olduğu bilindiği için halk arasında pek tutulmuyordu. 14 Temmuz 1789'da Bastille'in düşmesinden sonra, kardeşi Kral XVI. Louis'nin emri üzerine 16 Temmuzu 17 Temmuza bağlayan gece Fransa'yı terk eden Charles önce Avusturya Felemenki'ne gitti, oradan Piemonte'deki Torino kentine geçti. Böylece kraliyet ailesinin sürgüne giden ilk üyesi oldu; Provence kontu olan kardeşi de 1791'de ona katıldı. 1791 ilkbaharına kadar Piemonte'de kaldı ve Devrim'den kaçanların önderi olarak kabul edildi. Braunschweig manifestosu'nu (1792) destekledi. Göçmen ordusunu Valmy'e götürdü.
Provence kontu, XVIII. Louis adıyla kâğıt üzerinde Fransa Kralı ilan edilince Charles'ı kral vekilliğine getirdi. 1814'te Bourbonlar tahta dönünceye değin Charles Avusturya, Prusya, Rusya ve İngiltere'de dolaştı. Yabancı saraylarda yoğun etkinliklerde bulundu. Bu arada Vendée'ye gelerek yöredeki kralcı ayaklanmanın başına geçmek istediyse de başarılı olamadı. İngiltere'ye giderek 1814'e kadar orada kaldı. 1814 nisanında Fransa'ya döndükten sonra geçici hükûmet kendisine olağanüstü kral vekili unvanını verdi; ancak krallık kesinlikle yerine oturunca bir kenara itildi ve aşırı-kralcıların partisi Ultraların önderi oldu.
1824'te XVIII. Louis'nin ölümü üzerine X. Charles adıyla Fransa kralı oldu (16 Eylül 1824). 29 Mayıs 1825'te, Reims'de, kendisini eski günleri andıran görkemli bir törenle kutsattı. Krallığı süresinde aşırı gerici bakanların oluşturduğu üç hükûmet dönemi boyunca, Charles halk arasındaki yandaşlarını bütünüyle yitirdi.
Jean-Baptiste de Villèle tarafından kurulan ilk hükûmet döneminde, sürgüne yollanan soyluların devrim sırasında devletleştirilen toprakları karşılığında, devlet tahvillerini ellerinde tutan burjuva kesiminin zararına tazminat ödendi; kiliseye daha geniş yetkiler tanındı ve dine karşı işlenen bazı suçlar için ölüm cezası kondu. Yeni mecliste hükûmete karşı çoğunluk oluşması üzerine, Villèle görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
Charles bunun üzerine yarı-liberal Martignac hükûmetini kabullendi, ancak bu ılımlı kralcıya hiçbir zaman güven duymadı. İkinci hükûmet, daha ılımlı olmasına karşın ancak Ocak 1828'den Ağustos 1829'a değin ayakta kalabildi, sonunda aşırı sağcılarla birleşen liberallerce devrildi.
Sabrını yitiren Charles, halkın tepkisine aldırmadan, kendi istekleri doğrultusunda kilise yanlısı aşırı bir dinci olan ve halk tarafından hiç sevilmeyen Prens Jules de Polignac'ı hükûmeti kurmakla görevlendirdi. Bu hükûmetteki kilit mevkiler halkın sevmediği birtakım yetersiz kişilere verildi. Bunun üzerine patlak veren ayaklanma kralın uzlaşmazlığını daha da kamçılayarak 1830 Temmuz Devrimi'ne giden yolu hazırladı. Mart 1830'da liberal üyeler Polignac kabinesine karşı çıkınca, Charles hükûmeti feshetti.
Mayısta yapılan seçimler kralı memnun etmeyen çoğunluğu meclise getirdi. 1830 martında, kışkırtıcı bir söylevin ardından, meclis 221 milletvekilinin imzaladığı ortak bir yazıyla ulusal temsil hakkının dokunulmazlığını ilan etti. Bunun üzerine Charles Saint-Cloud kararnameleriyle zor kullanma yolunu tuttu; bu kararnamelerle basın özgürlüğü askıya alınıyor, seçim yasası değiştirilerek seçmen sayısı daha da sınırlanıyordu. Sonunda, Charles'ın 26 Temmuz'da yayımladığı dört yasanın getirdiği önlemler Paris'te radikallerin ayaklanmasına yol açtı. Böyle bir ayaklanmaya karşı hazırlıksız olan Charles, 27-29 Temmuz çatışmalarının ardından önce Versay'a, oradan da Rambouillet'ye kaçtı. 1 Ağustos'ta Orléans dükü Louis-Philippe'i kral vekilliğine getirdi, 2 Ağustos'ta da torunu Bordeaux dükü lehine tahttan feragat etti. Tahta Louis-Philippe'in çıkması üzerine İngiltere'ye giderek Holyrood'da (İskoçya) yaşamaya başladı. Sonra Prag'a yerleşerek, ölümünden kısa süre öncesine değin orada yaşadı. Otuz yılı aşkın bir sürgün yaşamından sonra 6 Kasım 1836 tarihinde Görz'de kolera sonucunda hayatını kaybetti.
Jean-Baptiste Tavernier (1605-1689), Parisli bir seyyah ve Hindistan-Fransa ticaretinin öncülerindendir. Babası ve amcası haritacı olan Tavernier onların etkisiyle seyahat etmeye karar verdi. 16 yaşına geldiğinde İngiltere Hollanda ve Almanya’yı gezmişti. Nuremberg’de tanıştığı Albay Hans Brenner’ın amcası Macaristan Genel Valisinin evinde geçirdiği 5 yıl ve orada kurduğu bağlantılar ona ilerleyen hayatında büyük fayda sağladı. Ayrıca bu dönemde savaşlarda yer alarak askeri tecrübe de kazandı.
“Le Six Voyages de J.B Tavernier” adlı eserinde belirttiğine göre, 1630 yılında III. Ferdinand’ın kraliyet törenine katılmak amacıyla Regensburg’a yola çıkmıştır. Ancak bu tören 1636 yılında gerçekleşmişti. Dolayısıyla bu törene ilk ve 2. Yolculukları arasında katılmış olması muhtemeldir. Kendi sözlerine göre o zamana kadar İtalya, İsviçre, Almanya, Polonya ve Macaristan, İngiltere, Hollanda ve Fransa’yı gezmişti ve bu ülkelerin ana dillerini konuşabiliyordu. Dolayısıyla bundan sonraki seyahatlerini Doğu’ya yapmaya karar vermişti. Regensburg’da Peder Joseph’in yardımlarıyla Doğu Akdeniz’e yolculuk eden bir seyyah grubuna katılmayı başardı ve onlarla birlikte 1631’de İstanbul’a vardı. 11 ay burada kaldıktan sonra Tokat, Erzurum, Erivan ve İran’a geçti. Bu ilk seyahatinde gittiği en uzak yer İsfahan’dı. Bağdat, Halep, Malta ve İtalya’yı da gezerek 1633 yılında Paris’e geri döndü.
Takip eden 5 yıl içerisinde ne yaptığı tam olarak bilinmemekle birlikte Orleans düküyle yaşadığı sanılmaktadır. 1638-43 yılları arasında 2. Yolculuğunu gerçekleştirdi. Bu yolculuğunda Halep’ten İran’a, oradan da Hindistan’a geçen Tavernier Agra ve Golkonda’ya kadar seyahat etti. Bu seyahatinde Moğol İmparatorluğu'na ve elmas madenlerine yaptığı seyahatlerle büyük oranda değerli taşa sahip olan Tavernier önemli bir tüccar haline geldi. Müşterileri arasında Doğu’nun en önemli prenslerinin dahi bulunduğu Tavernier, bu 2. Seyahatinden sonra 4 seyahat daha yaptı. 3. Seyahatinde Java’ya kadar giderek Cape’ten geri döndü.
Son 2 seyahatinde Hindistan’ın ötesine seyahat etmedi, ancak bu yolculuklar sayesinde Doğu ticaretine ve ticaret yollarıyla ilgili bilgisi çok üst düzeye çıktı ve Doğu’nun en önemli insanlarıyla dostluk ilişkileri kurdu. Bu ilişkiler ona büyük bir servet ve ün sağladı ve 1669 yılında Fransa Kralı XIV. Louis tarafından hizmetleri karşılığında soyluluk unvanı verildi. Ertesi sene de Cenova yakınlarındaki Aubonne baronluğunu satın aldı. Rahat ve mutlu bir yaşantıya sahip olan Tavernier, bu yıldan sonra kralın isteğiyle gezilerindeki gözlemlerini kaleme almaya başladı. Bilimsel bir seyyahın aletlerine ve gözlem gücüne sahip olmadığı için Fransız edebiyatçısı Samuel Chappuzeau’nun yardımını aldı ve bu yardımla 1675 yılında 1. ve 6. seyahatlerindeki bilgilerine dayanarak İstanbul’u ve Osmanlı Devleti’ni anlatan “Nouvelle Relation de l’Interieur du Sérail du Grand Seigneur” (Büyük Padişahın Sarayının İçinden Yeni Hikâyeler) kitabını yayınladı. Ardından ertesi yıl Le Six Voyages’ı (Altı Seyahat), 1679’da ise Recueil de Plusieurs Relations (Birçok seyahatin derlemesi) adlı eserlerini yayımladı. Hayatının son yıllarına dair fazla bilgi bulunmayan Tavernier, 1689 yılında Moskova’da, belki de Hindistan’ın ötesine seyahat edeceği yeni bir yolculuktayken vefat etti.
Tavernier’nin seyahatlerinin, birçok kez yeniden yazılmış ve çevrilmiş olmalarına rağmen önemli bir eksikliği vardı: yazarın asıl amacı başka tüccarlara rehberlik etmek olduğundan çoğu yerde kronolojik sıradan kopularak bulunan bölgeye dair başka seyahatlerden bilgi verilmişti. Ancak yine de bu eksiklik eserin tarihsel açıdan önemini azaltmaz. Ayrıca doğumunun 400. Yılında 2005’te İsviçreli yönetmen Philippe Nicolet onun seyahatlerini anlatan bir film çekmiştir.
21 Mart, Miladi takvime göre yılın 80. (artık yıllarda 81.) günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 285 gün vardır.
Owlapps.net - since 2012 - Les chouettes applications du hibou